Sayfalar

18 Mart 2008 Salı

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ




Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya -
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayâsızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde - gösterdiği vahşetle "Bu: bir Avrupalı"

Dedirir - yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.


GYTE öğrencileri olarak son durağımız tüm dünyaya kahraman milletimizi bir kez daha tanıttığımız ve hafızalardan silinmeyecek vahşetler yaşadığımız Çanakkale oldu. O Çanakkale ki ikiyüzellibin şehidimizin yattığı o Çanakkale ki Mustafa Kemallerin şaha kalktığı o Çanakkale ki anaların mehmedine kına yakıp kurban yolladığı mahşer.....


Ölüm indirmede. gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

angını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!..


Mehmed Akif öyle güzel tasvir etmişki çanakkale destanını şiirinde söylenecek fazlada söz bırakmamış hani bizlere her türk evladının mutlaka gidip görmesi gereken yerler olan Çanakkale nin tarihini büyük şair Mehmed akiften dinlemek en doğrusu olur herhalde;


Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini;
Şarkın en sevgili sultânı Selâhâddîn'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayrân...
Sen ki, İslâmı kuşatmış, boğuyorken husran;

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;

Sen ki a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

Ey şehîd oğlu, şehîd isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.


Azizi şehitlerimize ALLAH tan rahmet dilerim..........

Hiç yorum yok: